The water was so murky that the police divers had to search for the body by feel.
- Su o kadar bulanıktı ki polis dalgıçlar vücudu dokunarak aramak zorunda kaldı.
The divers found a wreck on the sea-bed.
- Dalgıçlar deniz yatağında bir enkaz buldu.
Shortly after this I had to go out of town. Divers sound sportsmen had invited me to pay visits to their country places, and it wasn't for several months that I settled down in the city again.
The diver wanted to test the limits of his equipment.
- Dalgıç ekipmanının sınırlarını test etmek istedi.
The divers are running out of air.
- Dalgıçların havası tükeniyor.
The divers are running out of air.
- Dalgıçların havası tükeniyor.
Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.
- Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.
The frogman jumped into the canal.
- Dalgıç kanala atladı.