dışarı çıkmak

listen to the pronunciation of dışarı çıkmak
Türkisch - Englisch
step out
go out

I would rather stay at home than go out. - Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.

I was obliged to go out yesterday. - Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.

protrude
to go out, to pop out
1. to go out. 2. to defecate
move out

Sami wanted to move out. - Sami dışarı çıkmak istiyordu.

(deyim) come out for
pop out
(Konuşma Dili) go for
step outside
climb out of
issue
pass out
dışarı çık
went out

Which student went out? - Hangi öğrenci dışarı çıktı?

Tom put his hat on and went outside. - Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.

dışarı çık
gone out

He has gone out for a walk. - O bir yürüyüş için dışarı çıktı.

He has gone out for lunch already. - O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.

dışarı çık
walkout
dışarı çıkma
egression
dışarı çıkma
egress
dışarı çıkma
bounce out
sadetten dışarı çıkmak
to get off the subject, stray from the point