dışarı çıkma

listen to the pronunciation of dışarı çıkma
Türkisch - Englisch
egression
egress
bounce out
dışarı çıkmak
go out

I would rather stay at home than go out. - Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.

Would you like to go out to have a drink somewhere? - Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?

dışarı çık
went out

She went out without saying good-bye. - Hoşça kal demeden dışarı çıktı.

I went out with my friends. - Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.

dışarı çıkmak
step out
dışarı çıkmak
move out

Sami wanted to move out. - Sami dışarı çıkmak istiyordu.

dışarı çıkmak
(deyim) come out for
dışarı çıkmak
protrude
dışarı çıkmak
pop out
dışarı çıkmak
(Konuşma Dili) go for
dışarı çık
gone out

He has gone out for lunch already. - O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.

You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out. - Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.

dışarı çık
walkout
dışarı çıkmak
step outside
dışarı çıkmak
climb out of
dışarı çıkmak
to go out, to pop out
dışarı çıkmak
1. to go out. 2. to defecate
dışarı çıkmak
issue
dışarı çıkmak
pass out