Definition von düşürme im Türkisch Englisch wörterbuch
- {i} reduction
- dropping
- degradation
- rollback
- overthrow
- spill
- causing to fall
- throw
- abort
- drop
Next time, don't drop it.
- Gelecek sefer onu düşürmeyin.
Be careful. Don't drop the tray.
- Dikkatli ol. Tepsiyi düşürme.
- fall
- düşürmek
- {f} drop
- düşürmek
- reduce
The opposition party put forward a bill to reduce income tax.
- Muhalefet partisi gelir vergisini düşürmek için bir yasa tasarısı sundu.
President Arthur wanted to reduce the tariffs.
- Başkan Arthur gümrük vergilerini düşürmek istedi.
- düşürmek
- lower
The government explicitly declared its intention to lower taxes.
- Hükümet vergileri düşürmek için niyetini açıkça bildirdi.
Tom seems to be unwilling to lower the price.
- Tom fiyatı düşürmek için isteksiz görünüyor.
- düşürmek
- {f} throw
- düşürmek
- curtail
- düşürmek
- send down
- defter değerini düşürme
- (Ticaret) write-down
- düşür
- (Bilgisayar) drop
Galileo dropped two iron balls from the top of the tower.
- Galileo kulenin tepesinden iki demir top düşürdü.
It would break if you dropped it.
- Eğer düşürürsen kırarsın.
- düşürmek
- trip
- düşürmek
- reduce to
- düşürmek
- decrease
- gizlilik derecesini düşürme
- (Askeri) downgrade
- düşür
- sent down
- düşür
- bring down
We must try to bring down costs.
- Maliyetleri düşürmeye çalışmalıyız.
- düşür
- brought down
The good harvest brought down the price of rice.
- İyi hasat pirinç fiyatını düşürdü.
The demand was brought down by increases in imports.
- İthalattaki artışla talep aşağı düşürüldü.
- düşür
- let fall
- düşür
- {f} lower
Tom seems to be unwilling to lower the price.
- Tom fiyatı düşürmek için isteksiz görünüyor.
Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback.
- İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..
- düşür
- downgrade
- düşür
- plunk down
- düşür
- send down
- düşürmek
- bring down
- düşürmek
- tumble down
- düşürmek
- dump
- düşürmek
- dip
- düşürmek
- crash
- düşürmek
- detract from
- düşürmek
- topple
- düşürmek
- pare down
- düşürmek
- fell
- düşürmek
- pull dawn
- düşür
- bring#down
- değerini düşürme
- depression
- değerini düşürme
- depreciation
- düşür
- bringdown
- düşür
- unhorse
- düşür
- plunkdown
- düşür
- broughtdown
- düşür
- abort
- düşür
- sentdown
- düşür
- senddown
- düşürmek
- knock off
- düşürmek
- spill
- düşürmek
- scale down
- düşürmek
- to pass, expel (intestinal worms, gallstones, kidney stones)
- düşürmek
- to remove from power; to overthrow
- düşürmek
- (birıni) trip
- düşürmek
- put down
- düşürmek
- beat down
- düşürmek
- to drop; to topple; to reduce; (fiyat) to mark sth down; (çocuk) to miscarry; (uçak) to bring sth down; (futbolda) to bring sb down; to overthrow, to topple, to bring sb down; to get (sth) easily/cheaply
- düşürmek
- flop
- düşürmek
- to miscarry; to abort
- düşürmek
- cause to fall
- düşürmek
- roll back
- düşürmek
- deflate
- düşürmek
- to get (something) at a bargain
- düşürmek
- to drop, let fall
- düşürmek
- mark down
- düşürmek
- overthrow
- düşürmek
- take from
- düşürmek
- let fall
- düşürmek
- step down
- düşürmek
- depress
- düşürmek
- precipitate
- düşürmek
- let down
- düşürmek
- (fiyat) screw down
- düşürmek
- slim down
- düşürmek
- sink
- düşürmek
- tumble
- düşürmek
- unhorse
- düşürmek
- topple over
- düşürmek
- droop
- düşürmek
- fling
- enflasyonu düşürme programı
- (Hukuk) disinflation programme
- gözden düşürme
- discredit
- güçten düşürme
- debilitation
- kefeli taşı ile düşürme
- scaling
- küçük düşürme
- humiliation
How can you bear such a humiliation?
- Böyle bir küçük düşürmeye nasıl katlanabilirsin?
- paranın değerini düşürme
- devaluation
- personel sayısını düşürme
- reduction of staff
- personel sayısını düşürme
- staff reductions
- personel sayısını düşürme
- retrenchment
- piyasayı düşürme eğilimi olan
- bearish
- tetik düşürme
- (Askeri) trigger squeeze
- topu düşürme
- fumble
- tuzağa düşürme
- circumvention
- vites düşürme
- (Otomotiv) down shifting
- çocuk düşürme
- miscarriage, abortion
- çocuk düşürme
- abortion, miscarriage
- çocuk düşürme
- miscarriage
Miscarriage is a heart-breaking experience.
- Çocuk düşürme içler acısı bir deneyim.