düşüncesiz¡

listen to the pronunciation of düşüncesiz¡
Türkisch - Englisch

Definition von düşüncesiz¡ im Türkisch Englisch wörterbuch

düşüncesiz
thoughtless

One hour of thoughtlessness can cause years of tears. - Bir saatlik düşüncesizlik yıllarca gözyaşlarına neden olabilir.

It's thoughtless of her to say so. - Öyle söylemesi onun düşüncesizliğidir.

düşüncesiz
inconsiderate

I didn't mean to be inconsiderate. - Düşüncesiz olmak istemedim.

Tom said I was inconsiderate. - Tom düşüncesiz olduğumu söyledi.

düşüncesiz
rash

You don't want to do anything rash. - Düşüncesiz bir şey yapmak istemiyorsun.

düşüncesiz
brusque
düşüncesiz
freewheeling
düşüncesiz
careless
düşüncesiz, kaygısız, rahat yaşayanlar
careless, carefree, comfortable residents
düşüncesiz
impulsive

Tom is an impulsive buyer. - Tom düşüncesiz bir alıcı.

Tom is a little impulsive, isn't he? - Tom biraz düşüncesiz, değil mi?

düşüncesiz
flighty
düşüncesiz
unworried; carefree
düşüncesiz
imprudent

Mary is an imprudent young woman. - Mary düşüncesiz bir genç kadındır.

düşüncesiz
thoughtless, tactless, inconsiderate, imprudent, impulsive, indiscreet, unthinking, injudicious; reckless, rash, heedless, incautious, impetuous, unkind, cavalier; unworried, carefree
düşüncesiz
blind
düşüncesiz
heady
düşüncesiz
injudicious
düşüncesiz
incautious
düşüncesiz
gauche
düşüncesiz
ill judged
düşüncesiz
mindless
düşüncesiz
unmindful
düşüncesiz
half baked
düşüncesiz
headlong
düşüncesiz
thoughtless, inconsiderate, tactless
düşüncesiz
out of turn
düşüncesiz
indiscreet
düşüncesiz
blindfold
düşüncesiz
ill advised
düşüncesiz kimse
harum scarum
Türkisch - Türkisch

Definition von düşüncesiz¡ im Türkisch Türkisch wörterbuch

düşüncesiz
Düşüncesi olmayan
düşüncesiz
Düşünmeden davranan, anlayışsız
düşüncesiz
Tasasız, kaygısız
düşüncesiz¡
Favoriten