All you have to do is touch the button.
- Tüm yapmanız gereken düğmeye dokunmak.
The button is attached to the dress.
- Elbiseye düğme eklenmiş.
Would you sew a button on my shirt?
- Gömleğime bir düğme diker misin?
All you have to do to take a picture is push this button.
- Bir resim çekmek için yapmanız gereken bütün şey bu düğmeye basmaktır.
Twist that knob to the right and the box will open.
- O düğmeyi sağa çevirin ve kutu açılacaktır.
This machine has a lot of switches and buttons.
- Bu makinenin birçok anahtar ve düğmeleri vardır.
Push buttons are a practical fastener for children's clothes.
- İtmeli düğmeler, çocuk kıyafetleri için pratik bir bağlayıcıdır.