dövüştürme

listen to the pronunciation of dövüştürme
Türkisch - Englisch

Definition von dövüştürme im Türkisch Englisch wörterbuch

dövüş
fight

They knew they must fight together to defeat the common enemy. - Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.

I wish they would stop fighting. - Keşke onlar dövüşmeyi bıraksalar.

dövüş
tilt
dövüş
affray
dövüş
set to
dövüş
tussle
dövüş
fighting

Please stop fighting. - Lütfen dövüşmeyi bırakın.

The mother separated the fighting children. - Anne dövüşen çocukları ayırdı.

dövüş
scrap
dövüş
brawl
dövüş
punch-up
dövüş
punch up
dövüş
beating
dövüş
combat

In real combat, you must not forget that hesitation is a very dangerous thing. - Gerçek dövüşte, duraksamanın çok tehlikeli bir şey olduğunu unutmamalısın.

The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants. - Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.

dövüş
beating; fight, brawl
dövüş
beating, flogging, thrashing, pasting
dövüş
fight, scuffle, brawl
dövüş
encounter
dövüştürmek
to cause to fight with one another
dövüştürmek
to pit (fighters, animals) against each other
dövüştürmek
(deyim) bring to blows
dövüştürmek
fight
horoz dövüştürme
gamecocking
Türkisch - Türkisch
Englisch - Türkisch

Definition von dövüştürme im Englisch Türkisch wörterbuch

dövüş
döğüş
dövüştürme
Favoriten