You see, I've got only these two castles, one hundred hectares of land, six cars, four hundreds heads of cattle and twenty racer horses...
- Bakın, benim sahip olduklarım sadece bu iki kale, yüz hektar arazi, altı araba, dört yüz baş sığır ve yirmi koşu atı...
Four hundred million people speak English as their first language.
- Dört yüz milyon insan ilk dilleri olarak İngilizce konuşmaktadırlar.