I order you to turn right.
- Sana sağa dönmeni emrediyorum
The leaves of the trees turn yellow in fall.
- Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.
A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work.
- Bir buhar makinesi onun vasıtasıyla ısının işe dönüştürüldüğü bir makinedir.
Caterpillars transform into butterflies while they're in a cocoon.
- Tırtıllar koza içerisindeyken kelebeğe dönüşür.
Who were you with on the Ferris wheel?
- Dönme dolapta kimle birlikteydin?
What I like best is going on Ferris wheels.
- Dönme dolaba binmek benim en sevdiğim şeydir.
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
- Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
Tom isn't going to back down.
- Tom sözünden dönmeyecek.
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
There is a rotating restaurant at the top of this tower.
- Bu kulenin tepesinde döner restoran var.
The black hole is surrounded by a rotating disk of ionized gas.
- Kara delik, iyonize gazdan oluşan dönen bir diskle çevrilidir.
I'll return to get my handbag.
- Ben el çantamı almak için geri döneceğim.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
- Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
After a long absence, she returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.