Definition von dön mek im Türkisch Englisch wörterbuch
- Customers providing
- dönmek
- turn
It's too late to turn back now.
- Şimdi geri dönmek için çok geç.
We're going to have to turn back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
- dönmek
- {f} return
He left the Mexican capital to return to Texas.
- O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- dönmek
- {f} rotate
- dönmek
- turn back
It's too late to turn back now.
- Şimdi geri dönmek için çok geç.
We're going to have to turn back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
- dönmek
- come back
We'll have to come back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
Do you want to come back to my office?
- Ofisime geri dönmek istiyor musun?
- dönmek
- revolve
- dönmek
- {f} spin
- dönmek
- turn up
- dönmek
- {f} twist
- dönmek
- {f} wheel
- dönmek
- bear
- dönmek
- circle
- dönmek
- go back
Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
Tom had to go back to Boston.
- Tom Boston'a geri dönmek zorunda kaldı.
- dönmek
- pivot
- dönmek
- swerve
- dönmek
- get back
I have to get back to Boston.
- Boston'a geri dönmek zorundayım.
The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy.
- Onu son aradığımda, bana İtalya'ya dönmek istediğini söyledi.
- dönmek
- devolve
- dönmek
- circumvolve
- dönmek
- start back
- dönmek
- trundle
- dönmek
- break a promise
- dönmek
- roll
- dönmek
- gyre
- dönmek
- turn on
- dönmek
- back down
- dönmek
- (Dilbilim) circle over
- dönmek
- (Otomotiv) swivel
- dönmek
- go round
- dönmek
- (Askeri) haul
- dönmek
- curve
- dönmek
- cant
- dönmek
- switch
- dönmek
- eddy
- dönmek
- swirl
- dönmek
- switch to
- dönmek
- (Latin) averto
- dönmek
- break
- dönmek
- change into
- dönmek
- defect
- dönmek
- change one's religion
- dönmek
- {f} face
- dönmek
- {f} swim
- dönmek
- turn round
- dönmek
- depart
- dönmek
- arrive
- dönmek
- turn into
- dönmek
- tergiversate
- dönmek
- relapse
- dönmek
- come round
- dönmek
- veer
- dönmek
- depart from
- dönmek
- get back into
- dönmek
- front
- dönmek
- return , revert
- dönmek
- to turn into, become
- dönmek
- (din) apostatize
- dönmek
- budge from
- dönmek
- to turn, revolve, rotate, spin
- dönmek
- (gemi) put about
- dönmek
- to renounce (a cause, a claim to or for something). döne döne by turning, by spinning. dönüp dolaşmak to walk back and forth
- dönmek
- wheel about
- dönmek
- get round
- dönmek
- (for weather, circumstances) to change
- dönmek
- chop about
- dönmek
- to change (one's plans); to break (a promise)
- dönmek
- ( den) sheer from
- dönmek
- to be converted (to another religion or point of view)
- dönmek
- return to
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
I wanted to return to your village.
- Köyüne dönmek istedim.
- dönmek
- (for something tricky) to be going on
- dönmek
- to repeat, stay back in class
- dönmek
- (yatakta) turn over
- dönmek
- come home
- dönmek
- to return, go back, come back
- dönmek
- to make a turn (at), turn
- dönmek
- to turn; to return, to turn back, to come back, to go back, to get back; to turn into, to become, to change into/to; to change; to go round; to swing; to spin; to swivel; to swerve; to gyrate; (baş) to whirl, to swim, to spin; to change one's religion, to
- dönmek
- go back on
I think I have to go back on a diet after Christmas.
- Sanırım ben Noel'den sonra diyete geri dönmek zorundayım.
- dönmek
- to turn (toward)
- dönmek
- call back
- dönmek
- deflect
- dönmek
- gyrate
- dönmek
- chop round
- dönmek
- (dininden) abjure
- dönmek
- recall
- dönmek
- change one's mind
- dönmek
- {f} swing
- dönmek
- come
We'll have to come back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
Tom had to go back the way he'd come.
- Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
- dönmek
- {f} recant
- dönmek
- {f} screw
- dönmek
- {f} whirl
- dönmek
- {f} slew
- dönmek
- {f} slue
- dönmek
- {f} regress
- dönmek
- {f} renege
- dönmek
- deviate
- dönmek
- convert
- dönmek
- {f} repass
- dönmek
- {f} tumble
- dönmek
- stay
Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
- Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
Tom wanted to stay in Boston for a few more days, but he had to get back to Chicago.
- Tom Boston'da birkaç gün daha kalmak istedi ama Şikago'ya dönmek zorundaydı.
- dönmek
- {f} reel
- dönmek
- turn one's coat
- dönmek
- {f} round
- dönmek
- wheel around
- dönmek
- veer round
- dönmek
- {f} revert
- dönmek
- {f} swallow
- dönmek
- abjure