The player made a splendid comeback.
- Oyuncu muhteşem bir dönüş yaptı.
Modern science has turned many impossibilities into possibilities.
- Modern bilim birçok olanaksızlıkları olanaklı hale dönüştürmüştür.
This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.
- Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
There is no returning on the road of life.
- Yaşam yolunda dönüş yoktur.
The dog waited day after day for its master's return.
- Köpek her gün sahibinin dönüşünü bekledi.
There is no returning on the road of life.
- Yaşam yolunda dönüş yoktur.
There is no returning to our younger days.
- Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
The lesson on reflexive verbs is always difficult for the students.
- Dönüşlü fiiller dersi öğrenciler için her zaman zordur.
Layla's love turned to revenge.
- Leyla'nın sevgisi intikama dönüştü.
Our trip to Africa is turning into a catastrophe.
- Afrika'ya gezimiz bir felakete dönüşüyor.
That country is turning into a society with high education.
- O ülke yüksek öğrenim görmüş bir topluma dönüşüyor.
She could not find her way back.
- O, geri dönüş yolunu bulamadı.
I'm on my way back home.
- Ben eve dönüş için yolumdayım.