dönüşmek

listen to the pronunciation of dönüşmek
Türkisch - Englisch
turn into
transform
turn to
to change, to transform, to turn (into)
shade
expand
change

I wish I had time to go home and change into something more appropriate. - Keşke eve gitmek ve daha uygun bir şeye dönüşmek için zamanım olsa.

I wish I had time to go home and change into something else. - Keşke eve gitmek ve başka bir şeye dönüşmek için zamanım olsa.

turn
convert
to turn, be transformed (into)
to mutate, undergo mutation
shade off into
shade off
shade into
resolve
grow
be transformed into
return to
pass
convert into
mutate
degenerate
dönüş
rotation
dönüş
comeback

The player made a splendid comeback. - Oyuncu muhteşem bir dönüş yaptı.

dönüş
turn

Late in March 1841, his cold turned into pneumonia. - Mart 1841 sonlarına doğru onun soğuk algınlığı pnömoniye dönüştü.

This catterpillar will turn into a beautiful butterfly. - Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.

dönüş
return

It takes eight hours to fly from Zurich to Boston, but only six for the return trip. - Zürih'ten Boston'a uçmak sekiz saat sürer, ancak dönüş için sadece altı.

There is no returning to our younger days. - Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.

dönüş
{i} spin
dönüş
{i} swing
dönüş
(Bilgisayar) escape
dönüş
(Bilgisayar) returning

There is no returning to our younger days. - Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.

There is no returning on the road of life. - Yaşam yolunda dönüş yoktur.

dönüş
(Askeri) traverse
dönüş
curve
dönüş
(Dilbilim) reflex

The lesson on reflexive verbs is always difficult for the students. - Dönüşlü fiiller dersi öğrenciler için her zaman zordur.

dönüşme
(Dilbilim) transform
dönüşme
(Dilbilim) regressive assimilation
dönüş
regress
dönüş
gyre
dönüş
gyration
dönüş
convert into
dönüş
cycle
dönüş
{i} rotating
dönüşme
conversion
Dönüş
agerayis
dönüş
by turn
dönüş
rev

Layla's love turned to revenge. - Leyla'nın sevgisi intikama dönüştü.

dönüş
turning

Nicolas Flamel dreamed of turning lead into gold. - Nicolas Flamel kurşunu altına dönüştürmeyi hayal etti.

Now there is no turning back. - Şimdi geriye dönüş yok.

dönüş
turning, rotation, turn; return, comeback
dönüş
regression
dönüş
return journey
dönüş
way back

She could not find her way back. - O, geri dönüş yolunu bulamadı.

I had trouble finding my way back to my hotel last night. - Dün gece otele dönüş yolumu bulmada sıkıntı yaşadım.

dönüş
facing
dönüş
descent
dönüş
sports pivoting turn
dönüş
turning, rotation, revolution
dönüş
turnabout
dönüş
swerve
dönüş
twirl
dönüşme
metamorphosis
dönüşme
switch
dönüşme
transformation
dönüşme
ling. regressive assimilation
dönüşme
transformation; conversion; regressive assiilation
dönüşme
mutation
jöleye dönüşmek
gel
polimere dönüşmek
polymerize
sıvı hale dönüşmek
(gaz) condense
ülsere dönüşmek
to ulcerate
Türkisch - Türkisch
Bir biçimden veya bir durumdan başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek: "Gülüşü içli bir duyarlığa dönüştü yüzünde."- N. Cumalı
Bir biçimden veya bir durumdan başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek
inkılap etmek
Dönüş
avdet
Dönüş
(Osmanlı Dönemi) MAAD
dönüş
Dönme işi veya biçimi: "Artık serbestim, koynumda terhis kâğıdımla dönüş yolundayım."- R. N. Güntekin
dönüş
Dönme işi veya biçimi
dönüş
Oyuncunun bir ayağını yerden kesmeden yaptığı dönme hareketi
dönüşme
Kelime içinde, yan yana düşen iki sesten birinci sesin ikincisinin etkisiyle değişmesi, benzeşme
dönüşme
Dönüşmek işi, tahavvül
dönüşmek
Favoriten