This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.
- Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
His hair has turned white.
- Saçları beyaza dönüştü.
My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad.
- Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.
There is no returning on the road of life.
- Yaşam yolunda dönüş yoktur.
The player made a splendid comeback.
- Oyuncu muhteşem bir dönüş yaptı.
Layla's love turned to revenge.
- Leyla'nın sevgisi intikama dönüştü.
Nicolas Flamel dreamed of turning lead into gold.
- Nicolas Flamel kurşunu altına dönüştürmeyi hayal etti.
That country is turning into a society with high education.
- O ülke yüksek öğrenim görmüş bir topluma dönüşüyor.
I'm on my way back home.
- Ben eve dönüş için yolumdayım.
Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
- İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
There is no returning on the road of life.
- Yaşam yolunda dönüş yoktur.
There is no returning to our younger days.
- Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
The lesson on reflexive verbs is always difficult for the students.
- Dönüşlü fiiller dersi öğrenciler için her zaman zordur.
I stopped at the store and got some milk on my way back.
- Ben mağazada durdum ve dönüş yolumda biraz süt aldım.
I had trouble finding my way back to my hotel last night.
- Dün gece otele dönüş yolumu bulmada sıkıntı yaşadım.
Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.
- Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
There is no returning to our younger days.
- Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
Do you have a return ticket to Japan?
- Japonya'ya geri dönüş biletin var mı?
I have a return ticket to Osaka.
- Osaka'ya bir gidiş dönüş biletim var.
I have a return ticket to Tokyo.
- Tokyo'ya bir gidiş dönüş biletim var.
This differential equation can be easily solved by Laplace transform.
- Bu diferansiyel denklemler Laplace dönüşümüyle kolayca çözülebilir.
A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work.
- Bir buhar makinesi onun vasıtasıyla ısının işe dönüştürüldüğü bir makinedir.
Do you know who invented the Ferris wheel?
- Dönme dolabı kimin icat ettiğini biliyor musun?
The world's first Ferris wheel was built in Chicago. It was named after its contructor, George Washington Gale Ferris, Jr.
- Dünyanın ilk dönme dolabı Şikago'da yapıldı. Ona yapımcısının adı verildi, George Washington Gale Ferris, Jr.
He has made a turnaround of a hundred and eighty degrees.
- O, yüz seksen derecelik bir geri dönüş yaptı.
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
Tom will never back down.
- Tom asla sözünden dönmeyecek.
Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
- Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
At the equator, the Earth is rotating at a speed of about about 2200 kilometers per hour.
- Ekvatorda, Dünya yaklaşık saatte 2200 kilometre hızla dönüyor.
The black hole is surrounded by a rotating disk of ionized gas.
- Kara delik, iyonize gazdan oluşan dönen bir diskle çevrilidir.
I'll return to get my handbag.
- Ben el çantamı almak için geri döneceğim.
The president was forced to return to Washington.
- Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
After a long absence, she returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
He returned home from Europe in 1941, when the war broke out.
- O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü.
One way or round trip? One way, please.
- Tek yön ya da gidiş dönüş? Tek yön, lütfen.
Did you buy a round trip ticket?
- Gidiş dönüş bileti aldın mı?