This tissue has been irreversibly damaged.
- Bu doku geri dönüşümsüz hasar gördü.
The patient's lung tissue was damaged from years of working in a coal mine.
- Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.
Sea urchin has a slimy texture.
- Deniz kestanesi sümüksü dokuya sahiptir.
This material has a rough texture.
- Bu malzeme kaba bir dokuya sahip.
The history class starts at nine.
- Tarih dersi saat dokuzda başlar.
Textured vegetable protein is a common meat substitute.
- Dokulu sebze proteini, ortak bir et yerine kullanılır.
I am weaving a Berber carpet.
- Bir Berberi halısı dokuyorum.
Basket weaving is a dying art.
- Sepet dokuma ölen bir sanattır.
Tibetan rug weavers use traditional designs and knotting. Hence their rugs have a simple, natural look.
- Tibetli kilim dokumacıları geleneksel tasarımlar ve düğümler kullanır. Dolayısıyla onların kilimleri basit, doğal bir görünüme sahiptir.
Have each of your wives weave a rug by tomorrow.
- Yarına kadar karılarınızdan her birine bir kilim dokutun.
It can be painful, when crickets inflicted on sensitive skin such as the webbing between fingers.
Tom suffers from multiple sclerosis.
- Tom çoklu doku sertleşmesinden muzdarip.