Tom lives a very simple life in a sparsely furnished apartment.
- Tom seyrek şekilde döşenmiş bir dairede çok basit bir hayat yaşıyor.
The flat was furnished in the Victorian style.
- Daire Victorian tarzı döşenmişti.
We spent a lot of money on furnishing our house.
- Evimizi döşemede çok para harcadık.
Furnishing a new apartment requires large expenses.
- Yeni bir daireyi döşemek büyük harcamalar gerektirir.
She furnished the room with beautiful furniture.
- Odayı güzel mobilyalarla döşedi.
It will cost me a lot to furnish my new apartment.
- Yeni apartmanımı döşemek bana çok fazlaya mal olacak.
We want to re-tile our terrace and therefore removed the tiles with a power hammer yesterday.
- Terasımızı yeniden döşemek istiyoruz ve bu nedenle dün bir çekiçle fayansları çıkardık.
Don't spill your wine on the upholstery.
- Şarabını döşemeye dökme.
Green tints prevail in the upholstery.
- Döşemede yeşil tonlar hakimdi.