Kanepedeki minderler koltuklardakilerle eşleşmiyor.
- The cushions on the sofa don't match those on the armchairs.
Tom yere bir minder koydu ve mindere oturdu.
- Tom placed a cushion on the floor and sat on the cushion.
Tom bir şey için kanepe yastıklarının altına bakıyordu.
- Tom was looking under the couch cushions for something.
Ben bir yastık yapacağım ve onu köknar iğneleri ile dolduracağım.
- I'm going to make a cushion and fill it with fir needles.