Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.
- Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.
Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım.
- I become a transparent eyeball; I am nothing; I see all; the currents of the Universal Being circulate through me; I am part or particle of God.
Hadi akıma karşı yüzmeye çalışalım.
- Let us try to swim against the current.
Elektrik akımı manyetizma oluşturabilir.
- An electric current can generate magnetism.
Şimdiki ekonomik kriz için cumhuriyetçi parti suçlanacak mı?
- Is the GOP to blame for the current economic crisis?
Şimdiki kız arkadaşımı cimnastik salonunda tanıdım.
- I got to know my current girlfriend at the gym.
Nehirde akıntıya karşı kürek çektik.
- We rowed up the river against the current.
Tekne akıntıya karşı gidiyor.
- The boat is going against the current.
Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
- We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
Tom şirkette mevcut mali krizi tartışmak üzere Mary ile bir araya geldi.
- Tom met with Mary to discuss the current financial crisis at the company.
Şu anki pozisyonumdan memnunum.
- I am content with my current position.
Tom Mary'nin şu anki işinden istifa etmesi ve yeni bir tane bulması gerektiğini önerdi.
- Tom suggested that Mary should resign from her current job and find another one.
Hepimiz geçmek istiyoruz.
- We all want to be current.
Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum.
- I try to keep current with important news.
Gama ışını patlamalarının olası nedenleri hakkında birkaç güncel teori vardır.
- There are several current theories about the possible causes of gamma-ray bursts.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
- If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.
- In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Şimdiki eğilimler devam ederse, dil muhtemelen yakın gelecekte ölecektir.
- If current trends continue, the language will likely die in the near future.
current fashions.
current negotiations.
I'm not currently planning on doing that.
- I'm not currently planning to do that.
I am not currently planning on doing that.
- I'm not currently planning on doing that.
... disrupting ocean currents ...