Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım.
- I become a transparent eyeball; I am nothing; I see all; the currents of the Universal Being circulate through me; I am part or particle of God.
Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.
- Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.
Elektrik akımı manyetizma oluşturabilir.
- An electric current can generate magnetism.
Hadi akıma karşı yüzmeye çalışalım.
- Let us try to swim against the current.
Saakaşvili iktidara geldiğinde Gürcistan'ın şimdiki milli marşı, 2004 yılında kabul edildi.
- The current national anthem of Georgia was accepted in 2004, when Saakashvili came to power.
Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır.
- Tom is Mary's current boyfriend.
Tekne akıntıya karşı gidiyor.
- The boat is going against the current.
Akıntıya karşı kürek çekiyorduk.
- We were rowing against the current.
Tom şirkette mevcut mali krizi tartışmak üzere Mary ile bir araya geldi.
- Tom met with Mary to discuss the current financial crisis at the company.
Mevcut anlaşmanın iki kopyası basıldı ve iki taraf tarafından imzalanacak.
- Two copies of the current agreement were printed and will be signed by the two sides.
Tom Mary'nin şu anki işinden istifa etmesi ve yeni bir tane bulması gerektiğini önerdi.
- Tom suggested that Mary should resign from her current job and find another one.
Ben şu anki gelirimden memnunum.
- I'm satisfied with my current income.
Hepimiz geçmek istiyoruz.
- We all want to be current.
Güncel teknolojiyi kullanıyor musun?
- Do you use current technology?
Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum.
- I try to keep current with important news.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
- If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
- If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Şimdiki eğilimler devam ederse, dil muhtemelen yakın gelecekte ölecektir.
- If current trends continue, the language will likely die in the near future.
current fashions.
current negotiations.
Currently Burj Khalifa is the tallest skyscraper in the world.
- Burj Khalifa is currently the tallest skyscraper in the world.
I'm not currently planning on doing that.
- I'm not currently planning to do that.
... disrupting ocean currents ...