Diğerlerini eleştirmek için hızlıydı.
- He was quick to criticize others.
Hiç kimse onun eylemlerini eleştirmek için herhangi bir neden bulmadı.
- No one found any reason to criticize his actions.
O, vergileri artırdığı için eleştirildi.
- He was criticized for raising taxes.
Bu derginin editörü ve yayıncısı bazı okuyucular tarafından eleştirildi.
- The editor and publisher of this magazine was criticized by some readers.
Tüm eleştirmenler yeni filmi öğdü.
- All the critics praised the new movie.
Müzik konusunda o, en ünlü eleştirmenlerden biridir.
- With regards to music, he is one of the most famous critics.
Başkalarını eleştirmeden önce kendi hatalarını kabul et.
- Acknowledge your own faults before criticizing others.
Eleştirmek, yapmaktan daha kolaydır.
- Criticizing is easier than doing.
Bu kadar kritik olmayın.
- Do not be so critical.
Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
- The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
Tom'un bir sürü muhalifleri vardı.
- Tom had many critics.
Bu yazar ABD'nin bir süper güç olarak rolünün önde gelen bir muhalifidir.
- This author is a prominent critic of the role of the United States as a superpower.
Bu kadar eleştirici olmayın.
- Don't be so critical.
Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur.
- As a general rule, it's simple to criticize, but difficult to produce alternative suggestions.
Hiç kimse onun eylemlerini eleştirmek için herhangi bir neden bulmadı.
- No one found any reason to criticize his actions.
criticize= revealing or pointing out wrong or foulty points, maybe not making a judgement (considering living in democracy and freedom, unless it is a Monocracy).