crisp, fresh, having vitality

listen to the pronunciation of crisp, fresh, having vitality
Englisch - Türkisch

Definition von crisp, fresh, having vitality im Englisch Türkisch wörterbuch

lively
{s} canlı

İnsanlar işlerini sunarken daha canlı olması gerekir. - People need to be more lively when presenting their work.

Büyükbabam 90 yaşında ve çok canlı. - My grandfather is 90 years old and very lively.

lively
yaşam dolu
lively
{s} parlak
lively
civcivli
lively
deli dolu
lively
(renk) parlak
lively
hayat dolu

O hayat dolu bir kız. - She is a lively girl.

O, hayat dolu bir genç adam. - He is a lively young man.

lively
hareketli

Dün gece hareketli bir partimiz vardı. - We had a lively party last night.

Bugünkü parti gerçekten hareketliydi, değil mi? - Today's party was really lively, wasn't it?

lively
neşeli
lively
{s} enerjik

Benim grubum her zaman enerjik. - My group is always lively.

lively
lively imagination canlı muhayyile
lively
lively hope kuvvetli ümit
lively
hayatla kaynaşan
lively
{s} parlak (renk)
lively
lively time neşeli vakit
lively
geriye seken lively description canlı bir tarif
lively
make things lively for one baş
lively
{s} heyecanlandırıcı
Englisch - Englisch
lively
crisp, fresh, having vitality
Favoriten