Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey yaratılmaz, her şey dönüşür.
- Nothing is lost, nothing is created, everything is transformed.
Bütün insanlar eşit yaratılmaz.
- Not all men are created equal.
Avrupa Birliği Fransız-Alman düşmanlığı üzerinde yükselmek için bir arzunun bir sonucu olarak oluşturuldu.
- The European Union was created as a result of a desire to rise above French-German enmity.
Tatoeba sitesi Japon bir adam tarafından mı oluşturuldu?
- Was the Tatoeba site created by a Japanese guy?
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Biz Tanrı'nın suretinde yaratıldık.
- We were created in God's image.
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
İnsanoğlu Tanrı'nın suretinde yaratılmıştır.
- Human beings were created in God's image.
Pidginler kölelik nedeniyle yaratılmıştır.
- Pidgins were created because of slavery.
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
- Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- I have to create a new website.
Biz hiç yeni sorunlar yaratmak istemiyoruz.
- We don't want to create any new problems.
Web sitesi oluşturmak için birini arıyorum.
- I'm looking for someone to create a website.
Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
- They voted to create a committee.
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- I have to create a new website.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Bir iPad app oluşturmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.
- I never thought it'd be this hard to create an iPad app.
Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
- They voted to create a committee.
Allah dünyayı yarattı.
- God created the world.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Biz ayrıca ayrı sigara içme bölümü yapmak zorunda kalacağız.
- We'll also have to create a separate smoking section, won't we?
James Cameron film yapmak için yeni bir yol ortaya çıkardı.
- James Cameron created a new way to make movies.
According to the Bible, God created the universe in six days.
A sudden chemical spill on the highway created a chain-collision which created a record traffic jam.
Couturiers create exclusive garments for an affluent clientele.
Children usually enjoy creating, never mind if it's of any use.
Under the concordate with Belgium, at least one Belgian clergyman must be created cardinal; by tradition, every archbishop of Mechelen is thus created a cardinal.
Henry VIII created him a Duke.
... I human psychology and human nature and so there's a condom imbalances created ...
... was the one who created the invisibility shield. And then I realized something else. If ...