Umarım Tom huysuz olmaz.
- I hope Tom doesn't get cranky.
Mary neden Tom'un hep çok huysuz olduğunu çözemedi.
- Mary couldn't work out why Tom was so cranky all the time.
Neden bu kadar aksisin?
- Why are you so cranky?
Tom bu öğleden sonra biraz tuhaf görünüyordu.
- Tom sounded a little cranky this afternoon.
Tom fotoğrafa çok tuhaf baktı.
- Tom looked very cranky in the photo.
He got home from a long day at work tired and cranky.