Çiçek düzenleme Japonya'da geleneksel bir zanaattır.
- Flower arranging is a traditional craft in Japan.
O büyükannesinden sepet dokuma zanaatını öğrendi.
- She learned the craft of basket weaving from her grandmother.
Bu fabrika CD çalarlar imal etmektedir.
- This factory manufactures CD players.
Üretim tarihi kapağın üzerinde yazıyor.
- The date of manufacture is shown on the lid.
O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.
- That factory is for the manufacture of computers.
Onları üretmek için en ucuz yer olduğundan dolayı elbiselerimizin çoğu Bengladeş'te yapılırlar.
- Many of our clothes are made in Bangladesh because it's the cheapest place to manufacture them.
Bu şirket bilgisayar çipleri üretmektedir.
- This company manufactures computer chips.
Bu fabrika CD çalarlar imal etmektedir.
- This factory manufactures CD players.
Bu makine Fransa'da imal edilmiştir.
- This machine was manufactured in France.
Bu fabrika CD çalarlar imal etmektedir.
- This factory manufactures CD players.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
O fabrika oyuncaklar üretir.
- That factory manufactures toys.
Sen oldukça sanatkarsın.
- You're quite a craftsman.
Yetenekli sanatkâr parçalanmış vazoyu parça parça restore etti.
- The skilled craftsman restored the shattered vase piece by piece.
İmalatçının açıklamasına göre, her on yılda bir değiştirilmeli.
- According to the manufacturer's directions, tires should be changed every 10 years.
He learned his craft as an apprentice.
The men raced about decks collecting the whaling craft and gear and putting them into the boats, while all the time the lookouts hollered from above.
She represented the craft of brewers.