Tom bir grup iş arkadaşıyla dışarı çıktı.
- Tom went out with a group of co-workers.
Dan doğum günü için bir iş arkadaşından şanslı kedi heykelciği aldı.
- Dan got a lucky cat figurine from a co-worker for his birthday.
Mary bir meslektaşı ile uyudu.
- Mary slept with a coworker.
Onun hakkında meslektaşlarımla konuştum.
- I talked to my coworkers about it.
Tom Mary'nin bir iş arkadaşıyla flört ettiğini gördü.
- Tom saw Mary flirting with a coworker.
Senin iş arkadaşın Amerikalı mı?
- Is your coworker an American?
Şirket politikası, farklı mevkilerdeki meslektaşları arkadaşlık etmekten men ediyor.
- Company policy precludes fraternization between co-workers.
O gerçekten çok çalışıyor ve onun meslektaşları bunun için ona saygı duyuyor.
- He works really hard, and his co-workers respect him for it.
You must be a popular cow-orker.
He heard from a coworker that the company planned to merge those departments.