Dünya yüzeyinin üçte ikisi su ile örtülüdür.
- Two-thirds of the earth's surface is covered with water.
Tom'un yatağı bir Pikachu battaniye ile örtülüdür.
- Tom's bed is covered by a Pikachu blanket.
Ben seni örtmekten yorgunum.
- I'm tired of covering for you.
Leyla izlerini örtmek için çalıştı.
- Layla tried to cover her tracks.
Tom yeni aldığı masa örtüsüyle masayı örttü.
- Tom covered the table with the new tablecloth he'd just bought.
O, arabasının üzerine bir örtü koydu.
- He put a cover over his car.
Ben gece motosikletimin üstüne bir kılıf koyduğumu sağlama alırdım.
- I used to make sure I put a cover over my motorcycle at night.
Tom arabasının üstüne bir kılıf koydu.
- Tom put a cover over his car.
Duvarları kaplamak için eski gazetelere ihtiyacım var.
- I need old newspapers to cover the walls.
Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
- This carpet is big enough to cover the whole floor.
Kapakta Tom'un adını gördüm.
- I saw Tom's name on the cover.
Onun kolunun altında yırtık kapaklı kitap vardı.
- She had the book with a torn cover under her arm.
Deniz dünya yüzeyinin yaklaşık dörtte üçünü kapsamaktadır.
- The sea covers nearly three-fourths of the earth's surface.
Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.
- The patrol cars cover the whole of the area.
Karısının yeşil noktalarla kaplanmış yüzünü görünce kalp krizi geçirdi. Katil salatalığın bir kurbanı daha!
- Seeing the face of his wife covered in green spots, he had a heart attack. Yet another victim of the killer cucumber!
Tom çamurla kaplanmış şekilde eve geri döndü.
- Tom came back home covered in mud.
Tom izlerini kapatmak için elinden geleni denedi böylece yüzünü kurtarabildi.
- Tom tried his best to cover his tracks so he could save face.
Böyle bir işte kulaklarınızı kulaklıklarla kapatmak önemlidir.
- It’s important to cover your ears with ear muffs in a job like that.
Burada boy hedefiyiz. Bir paravana bulmamız gerekiyor.
- We're sitting targets here. We need to find cover.
Kapıyı örten bir perde vardı.
- There was a curtain which was covering the door.
Duvarları kaplamak için eski gazetelere ihtiyacım var.
- I need old newspapers to cover the walls.
Su, yeryüzünün yaklaşık %70'ini kaplamaktadır.
- Water covers about 70% of the earth.
Arap Baharından sonra kış geldi ama kar harabeleri kaplamadı.
- After the Arab Spring came the winter, but the snow hasn't covered the ruins.
Onun kaybını karşılamak zorundayım.
- I have to cover his loss.
O, masrafları karşılamak için yeterli paradır.
- That's enough money to cover the expenses.
Bu sigorta her şeyi kapsar.
- This insurance covers everything.
Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.
- The patrol cars cover the whole of the area.
Sanırım sigorta bunu karşılar.
- I think insurance will cover it.
Benim evim sigortalıdır.
- My house is covered by insurance.
Tepe karla kaplı olurdu.
- The hill used to be covered in snow.
Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.
- The warranty doesn't cover normal wear and tear.
You can cover the plane with regular hexagons.
The stallion has not covered the mare yet.
The magazine covers such diverse topics as politics, news from the world of science, and the economy.
When the pot comes to a boil, cover it and reduce the heat to medium.
Does my policy cover accidental loss?.
We need to set another cover for the Smith party.
The open intervals are a cover for the real numbers.
The blanket covered the baby.
There's a $15 cover tonight.
Regular hexagons can cover the plane.
Ten dollars should cover lunch.
Richard Morgan covers science for The Economist, The New York Times, Scientific American, and Wired.
Can you cover the morning shift tomorrow? I'll give you off next Monday instead.
John has $100 on the table, while Jill only has $75. John has Jill covered.
... through the lapd covered streets about rejection market you can reach the ...
... but number one, pre-existing conditions are covered under my plan. Number two, young people ...