Definition von courses im Englisch Türkisch wörterbuch
- adet
- yönler
- regl
- course
- izlenen yol
- course
- rota
Avukat eylemin rotasını belirledi.
- The lawyer determined his course of action.
Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.
- In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.
- course
- kurs
Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.
- If you flunk this exam, you'll have to repeat the course.
Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.
- In this course, we'll spend time helping you sound more like a native speaker.
- compulsory courses
- (Eğitim) zorunlu dersler
- course
- {i} kurs (dersler dizisi)
- course
- yön
Sel nehrin yönünü değiştirdi.
- The flood diverted the course of the river.
Elbette bana güvenebilirsin. Ben hiç daha önce seni yanlış yönlendirdim mi?
- Of course you can trust me. Have I ever given you a bum steer before?
- course
- kur
Sözde 30 günlük dil kurslarından nefret ediyorum.
- I hate so-called 30 days language courses.
O, İspanyolca kursuna kaydoldu.
- She signed up for a Spanish course.
- course
- {i} seyir
Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
- To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- course
- saha
Bu golf sahası üye olmayanlara açık değildir.
- This golf course is not open to non-members.
Golf sahaları su kirliliğinin başlıca sebeplerinden biridir.
- Golf courses are a major cause of water pollution.
- course
- gidişat
- course
- {f} dökülmek
- course
- {f} akmak
- monthly courses
- adet
- course
- {i} süreç
Sabun yapmak için çeşitli süreçler tarih boyunca icat edildi.
- Several processes for making soap have been invented over the course of history.
- course
- (Havacılık) tasarlanmış iz
- course
- kap
Geminin kaptanı rota değiştirmeye karar verdi.
- The captain of the ship decided to change course.
- course
- köpekle kovalamak
- course
- av peşinden koşmak
- course
- mecra
- course
- (Havacılık) uçuş yolu
- course
- (Havacılık) baş
Kurda başarısız olabilirim.
- I might flunk the course.
Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.
- If you flunk this exam, you'll have to repeat the course.
- course
- katman
- course
- köpekle kovalamak (av)
- course
- kulvar
- course
- (Mekanik) kalın
- course
- yarış
- course
- güzergah
- course
- (Tıp) regl
- course
- (Mekanik) kaba
- course
- seri
- course
- gemi rotası
- course
- yemek
Küçük çatal salata için ve büyük olan ana yemek içindir.
- The small fork is for your salad, and the large one is for the main course.
Yemek kursu okullarda zorunlu olmalı.
- A cooking course should be mandatory in schools.
- course
- golf sahası
- course
- terazi
- course
- alan
Mıknatısların, tabii ki, etrafında bir manyetik alanı vardır.
- The magnets, of course, have a magnetic field around them.
- course
- kovalamak
- course
- ileriye doğru hareket
- course
- plan
Öyleyse siz de bu kursu takip etmeyi planlıyorsunuz.
- So you're planning to follow this course as well!
Elbette bir planım var.
- Of course, I have a plan.
- course
- (Tıp) adet görme
- extension courses
- (Askeri) yazışmalı eğitim kursları
- training courses
- (Askeri) eğitim kursları
- course
- davranış biçimi
- course
- pist
- course
- yemeğin bölümlerinden biri
- course
- tahsil
- course
- (sıvı) akmak
- course
- eğitim
O, mektupla öğretim ile eğitimine devam edebildi.
- She was able to continue her education through correspondence courses.
Beden eğitimi gerekli bir ders mi?
- Is physical education a required course?
- course
- dizi
- course
- yol
- course
- tabak
İkinci tabakta nohut, tavuk, et, sosis ve patates var.
- The second course has chickpeas, chicken, meat, sausage and potato.
- course
- akış
Malazgirt Savaşı, Anadolu tarihinin akışını değiştirdi.
- Battle of Manzikert changed the course of the history of Anatolia.
Mississippi deltası tarihin akışı boyunca büyük ölçüde şekiş değiştirdi.
- The Mississippi delta has changed shape drastically over the course of its history.
- course
- {i} sıralama
- course
- kursin
- course
- tabiki
- course
- derste
- course
- kursi
- course
- kursa
- course
- kursm
- evening courses
- akşam kursları
- hold courses
- tütün içerisinde
- horses for courses
- (deyim) Something that you say which means that it iş important to choose suitable people for particular activities because everyone has different skills
- horses for courses
- (deyim) Her insanın farklı yetenekleri olduğunu, belirli bir iş için, o işe uygun kişiyi seçmenin önemli olduğunu ifade etmek için söylenen söz
- main courses
- ana yemekler
- skill courses
- beceri kazandırma programları
- skill courses for unemployed
- işsizler için beceri kazandırma programları
- army extension courses
- (Askeri) ORDU YAZIŞMALI EĞİTİM KURSLARI: Subay ve erlere yazışma yoluyla temin edilen kurslar. Bu kurslar, esas itibariyle, sınıf okullarında görülen kurslara paraleldir
- course
- {f} av sürmek
- course
- {f} koşmak
- course
- {f} koşturmak
- course
- yemeğ
Ana yemeğimiz için balık yiyoruz.
- We are having fish for our main course.
- course
- eylem biçimi
- course
- tahsil/kurs/alan/akış/yön
- course
- {f} 1. köpekle (av) kovalamak
- course
- (Tıp) Regl, adet görme, kadınlarda her dört haftada bir jenital organlardan kan gelmesi
- course
- av peşinden koşturmak
- course
- (Askeri) ROTA: Yatay düzlemde gitmek istenilen hareket yönü
- course
- {i} ahçı. yemek, kap, servis
- course
- hızla ilerlemek
- course
- (Mukavele) gidiş; yol; yön; kurs
- course
- cereyan
- course
- {i} izlenen yol; rota; seyir; gidiş; yön
- course
- yöntem
- course
- {f} köpeklerle kovalamak
- course
- gidişat,v.ak: n.ders
- course
- {f} sürgün avına çıkmak
- course
- ak/süzül/takip et
- elective courses
- (Eğitim) seçime bağlı dersler
- extension courses
- (Askeri) YAZIŞMALI EĞİTİM KURSLARI: Bak. "Army extension courses"
- mounthly courses
- regl
- prerequisite courses
- (Eğitim) önkoşullu dersler
- training courses
- (Askeri) EĞİTİM KURSLARI (HV. ): Tip I Sözleşmeli Özel Kurs: Bir sivil, endüstri veya öğretim müessesesiyle sözleşme yapılarak açılan, teknik veya uçuş resmi eğitim kursu. Bu kurs, Hava Eğitim Komutanlığı öğretmenleri ve büyük hava komutanlıklarından çekirdek uzman personel için açılır. Eğitim teçhizatı; ya devlet, ya müteahhit veya her ikisi tarafından müştereken temin edilir. Kurs, müteahhide ait yerde veya Hava Kuvvetlerinin bir üssünde açılabilir. Bu tip bir kurs ayrıca ilgili müteahhitler ve Hava Eğitim komutanlığı öğretmenlerinin iştirakiyle, Hava Kuvvetlerine ait bir başlangıç eğitim kapasitesini geliştirme maksadıyla da açılabilir. Tip II Hava Eğitim Komutanlığı Özel Kursu Normal olarak bir Hava Eğitim Komutanlığı üssünde açılan ve bu komutanlık tarafından idare edilen resmi kurs. Bu eğitim, çok defa, büyük Hava Komutanlıkları uzman bakım ve operatörlerinden daha fazlasını eğitmek üzere, sözleşmeli özel kursun bir devamı olarak (ve bazı hallerde bu kursla aynı zamanda) yürütülür. Ayrıca bakınız: "travelling team". Tip III Hava Eğitim Komutanlığı tesislerinde açılan ve Hava Eğitim Komutanlığı öğretmenleri tarafından idare edilen resmi eğitim. Tip IV Hava Eğitim komutanlığı Sahra ve Seyyar Eğitim Müfrezeleri ile Eğitim Komutanlığı Gezici Timleri tarafından gösterilen görev yeri eğitimi. Tip V Kara ve Deniz Kuvvetleri ile diğer hükümet makamları ve Amerikan Hava Kuvvetlerinin, Hava Eğitim Komutanlığı dışındaki teşkilleri tarafından gösterilen eğitim
- united states force extension courses
- (Askeri) AMERİKAN HAVA KUVVETLERİ YAZIŞMALI EĞİTİM KURSLARI: Yazışmalı eğitim kursu enstitüsü programına kaydedilmiş öğrencilere mahsus yazışmalı kurslar