Tom bir country müzik efsanesidir.
- Tom is a country music legend.
Ben country müzik dinliyorum.
- I am listening to country music.
Tom kantri müzik yapmaya başlamadan önce bir caz gitaristiydi.
- Tom was a jazz guitarist before he started playing country music.
Roger Miller'ın Dang Me'si Amerikan folk müziği fanatikleri arasında ve popüler müzik fanatikleri arasında da bir liste başıydı. O miyonlarca adet sattı.
- Roger Miller's Dang Me was a hit with country music fans and with popular music fans too. It sold millions of copies.
Tom Amerikan folk müziği şarkıcısıydı.
- Tom used to be a country music singer.
Tom yurtluğunda yaşıyor.
- Tom lives on his country estate.
Hiç yurt dışına çıktın mı?
- Have you ever been outside the country?
O, memleketine ihanet etti.
- He betrayed his country.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Köylü insanlar genelde yabancılardan korkar.
- Country people are often afraid of strangers.
Savaş sırasında köyde yaşadılar.
- They lived in the countryside during the war.
Askeri sırları ülkenin düşmanlarına satmak vatan hainliğidir.
- It is an act of treason to sell military secrets to your country's enemies.
Tom ülkesine sadık bir vatandaştır.
- Tom is a loyal citizen of his country.
Bu ülkenin halkı her zamanki gibi politikadan bıkıp usanmış durumdadır.
- The people of this country are sick and tired of politics as usual.
Bu ülkenin halkı siyasi yönetimden hayalkırıklığına uğradı.
- The people of this country have become disillusioned with the political establishment.
Hükümet üç günlük ulusal yas ilan etti. Ülke genelinde bayraklar yarıya indirildi.
- The government has declared three days of national mourning. Flags across the country have been lowered to half-mast.
O ülke, ulusumuzun iç işlerine karıştı.
- That country intervened in the internal affairs of our nation.
Kırsal bölge şehirden daha sessizdir.
- The countryside is quieter than the city.
Valon Bölgesi güzel bir ülkedir.
- Wallonia is a beautiful country.
Her yaz kırsala giderim.
- Every summer I go to the countryside.
Tom ve Mary kırlarda uzun bir yürüyüş yaptılar.
- Tom and Mary took a long walk through the countryside.
Hükümet ülkemizi temiz ve yeşil hale getirmek için çaba sarf etmiştir.
- The government has made efforts to make our country clean and green.
Ben kırsalda bir hafta geçirdikten sonra tamamen tazelenmiş hissediyorum.
- I feel completely refreshed after spending a week in the country.
... from what people think is, you know, country music. And I just love a great song. ...