O, soluk bir pamuk etek giymişti.
- She was dressed in a faded cotton skirt.
Siyah insanlar pamuk tarlalarında çalışmak için zorlandılar.
- Black people were compelled to work in cotton fields.
O, bir beyaz pamuklu gömlek giyiyor.
- He's wearing a white cotton shirt.
Ben bir pamuklu çubukla kulak zarımı patlattım.
- I punctured my eardrum with a cotton bud.