Yolda birçok hayvan gördü.
- She saw a lot of animals on the road.
Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
- A lot of English words are derived from Latin.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Ailesini çok endişelendirdi.
- He caused his parents a lot of anxiety.
Bu kitabı iyi biliyor gibisin; Kitaptan bir çok alıntı yapıyorsun.
- You seem to know this book very well; you use a lot of quotations from it.
Bir çok çözümü düşünüyoruz.
- We are thinking of a lot of solutions.
He wants to make gobs of money selling cassettes.