Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
- Ray was willing to corroborate Gary's story, but the police were still unconvinced that either of them were telling the truth.
Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.
- When we think of the traditional roles of men and women in society, we think of husbands supporting the family, and wives taking care of the house and children.
Yandex arama motoru Tatar dilini de desteklemeye başladı.
- “Yandex” search engine started supporting Tatar language too.
Planı desteklemede yalnız değiliz.
- We are not alone in supporting the plan.
Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.
- I want to thank my friends and family for supporting me.
Beni desteklediğin için teşekkür ederim.
- Thank you for supporting me.
Tom Mary'nin hikayesini onayladı.
- Tom corroborated Mary's story.
Yazar düşüncesini onu akademik araştırma ile destekleyerek belirtiyor.
- The author states his opinion supporting it with academic research.
Beni desteklediğin için teşekkür ederim.
- Thank you for supporting me.
Planı desteklemede yalnız değiliz.
- We are not alone in supporting the plan.
Planı desteklemede yalnız değiliz.
- We are not alone in supporting the plan.
Beni desteklediğin için teşekkür ederim.
- Thank you for supporting me.
O, en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar adaylığını kazandı.
- She won an Oscar nomination for best supporting actress.
Tom en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oskar kazandı.
- Tom won the Oscar for Best Supporting Actor.
Beni destekleyen hiçbir arkadaşım yok.
- I have no friends supporting me.