Kompozisyonum öğretmen tarafından düzeltildi.
- I had my composition corrected by the teacher.
Denemem Tom tarafından düzeltildi.
- I had my essay corrected by Tom.
Kompozisyonumu Bay Jones'a düzelttirdim.
- I had my composition corrected by Mr. Jones.
Tom bütün hataları düzeltti. Rapor şimdi mükemmel.
- Tom corrected all the errors. Now the report is perfect.
Yanlışlarımı düzeltmekten vazgeçmeni istemiyorum.
- I don't want you to quit correcting my mistakes.
Test kağıtlarını düzeltmekle meşgul.
- He is busy correcting test papers.
Hipoteziniz doğrudur.
- Your hypothesis is correct.
Miktarı göz önünde bulundurmaksızın,Brian gelecek haftaya kadar doğru,tam miktar istiyor.
- Regardless of the amount, Brian wants the correct, entire amount by next week.
Tatoeba külliyatındaki tüm cümleleri, dil eğitimi için doğru ve uygun saymak tehlikelidir.
- It's dangerous to assume that all of the sentences in the Tatoeba Corpus are correct and suitable for language study.
Bu cümle saçma ama hatasız.
- The sentence is senseless, but correct.
Tom kesinlikle hatasızdı.
- Tom was absolutely correct.
O kesinlikle kusursuzdur.
- She's correct for sure.
Ne Tom ne de Mary kusursuz.
- Neither Tom nor Mary is correct.
Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt.
- If you see a mistake, then please correct it.
Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler.
- By other's faults wise men correct their own.
Lütfen bana tam saati söyle.
- Please tell me the correct time.
İngilizcen dil bilgisi bakımından doğru fakat bazen söylediğin tam olarak bir yerlinin söylediğine benzemiyor.
- Your English is grammatically correct, but sometimes what you say just doesn't sound like what a native speaker would say.
Politik doğrulukları savunmaya korkmayan güçlü liderlere ihtiyacımız var.
- We need strong leaders who are not afraid to stand up to political correctness.
Biz politik doğruluktan korkmuyoruz.
- We're not afraid of political correctness.
Fiilin doğru şekli ile tamamlayın.
- Complete with the correct form of the verb.
Alıştırmaları düzeltmeyi tamamladı.
- She has finished correcting the exercises.
I admit that I was wrong and I stand corrected.
O, birkaç düzeltme yaptı.
- He made several corrections.
Shishir son zamanlarda bir sürü cümle düzeltmektedir.
- Shishir has been correcting a lot of sentences lately.
It's rude to correct your parents.
Oh, sorry. I stand corrected - it was fought in 1066.
... corrected by the search engine, and the correct ...
... corrected results and then option to go to find the ...