O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
- He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
Benim bir minyatür schnauzerım var.
- I own a miniature schnauzer.
O, bana küçük bir oyuncak aldı.
- She got me a tiny toy.
Çocuk, oyuncağı küçük kız kardeşinden aldı.
- The boy has taken the toy away from his little sister.