Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.
- He didn't have enough experience to cope with the problem.
Bu zor sorunların üstesinden gelmek zorundasın.
- You have to cope with those difficult problems.
O zorluklarla iyi başa çıkar.
- He will cope well with difficulties.
O, gerilimle başa çıkamıyor.
- She is unable to cope with stress.
Dania yıllarca istismar ve sadakatsizlikle baş etmek zorunda kaldı.
- Dania had to cope with years of abuse and infidelity.
Bu zor sorunların üstesinden gelmek zorundasın.
- You have to cope with those difficult problems.
Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.
- He didn't have enough experience to cope with the problem.
Stresle başa çıkmakta sorun yaşıyorum.
- I have trouble coping with stress.
Tom oğlunun intihar etmesi gerçeğiyle başa çıkmada sorun yaşıyor.
- Tom is having trouble coping with the fact that his son committed suicide.
I wanted to become a finish carpenter, but I just couldn't cope.
... strategy to cope with some of the thorny challenges. ...
... things that you can do in order to cope ...