convenient or at a suitable time; opportune

listen to the pronunciation of convenient or at a suitable time; opportune
Englisch - Türkisch

Definition von convenient or at a suitable time; opportune im Englisch Türkisch wörterbuch

favorable
{s} lehte
favorable
{s} uygun

Deneyiminiz profesyonel başarı yolunuz için uygundur. - Your experience is favorable for your professional way of success.

Prognoz uygun görünmüyor. - The prognosis does not look favorable.

favorable
{s} olumlu

Senin oyununla ilgili olumlu eleştiriler gelecek basımda görünecek. - A favorable review of your play will appear in the next issue.

Aklında ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok, böylesine olumlu teklifi reddetti. - I have no idea what he has in mind, rejecting such a favorable proposal.

favorable
elverişli
favorable
{s} iyi niyetli
favorable
hoşa giden
favorable
münasip
favorable
favorably Lehinde
favorable
{s} müsait
favorable
{s} avantajlı
favorable
{s} tatminkâr

Sizden tatminkar bir yanıt almayı dört gözle bekliyorum. - I'm looking forward to receiving a favorable answer from you.

Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı. - His new book met with a favorable reception.

favorable
yolunda
favorable
lütufkâr
favorable
{s} faydalı
favorable
güzel

Hava güzel olması koşuluyla, katılım iyi olmalı. - Attendance should be good provided the weather is favorable.

favorable
iyi

Hava güzel olması koşuluyla, katılım iyi olmalı. - Attendance should be good provided the weather is favorable.

favorable
{s} taraftar
Englisch - Englisch
favorable
favourable
convenient or at a suitable time; opportune
Favoriten