İtaatsiz öğrenci öğretmenini inkar etmeye cesaret edemedi.
- The contumacious student dared to gainsay his teacher.
Benim oğlum şimdi bir asi yaşta görünüyor ve pervasızca bize karşı çıkıyor.
- It seems that my son is now at a rebellious age and recklessly opposes us.
Çocukların asi olma gibi bir eğilimleri var.
- Children have a tendency to become rebellious.
Sami'nin isyankar bir ruhu vardı.
- Sami had a rebellious spirit.
In all places too are Dissident Priests; whom the Legislative will have to deal with: contumacious individuals, working on that angriest of passions; plotting, enlisting.