contrary; opposite; contrasted; opposed; adverse; antagonistic

listen to the pronunciation of contrary; opposite; contrasted; opposed; adverse; antagonistic
Englisch - Türkisch

Definition von contrary; opposite; contrasted; opposed; adverse; antagonistic im Englisch Türkisch wörterbuch

counter
{i} tezgâh

Tom tezgaha gitti ve her ikimiz için bir içki aldı. - Tom went to the counter and bought us both a drink.

İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne? - An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?

counter
sayaç

Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü. - In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.

counter
(Ayakkabı) Fort. Ayakkabıda arka kısmının dik durması ve formunu muhafaza etmesi için saya ile astar arasına konan sertleştirici takviyeye
counter
{s} karşı, mukabil. z
counter
(Tıp) kunter
counter
{f} karşı gel
counter
fiş
counter
karşılık vermek
counter
karşısında olmak
counter
{s} ters, zıt, aksi
counter
tersine

Tokmağı saat yönünün tersine çevirin. - Turn the knob counterclockwise.

counter
ters

Sizin fikriniz bizim politikamıza ters düşüyor. - Your idea runs counter to our policy.

O tamamen ters etkili olurdu. - That would be counterproductive.

counter
{s} tersine, aksine
counter
(zarf) ters, karşı, aykırı
counter
(Mukavele) tezgah; sayaç
counter
{i} karşıt şey
counter
{s} (to) -e karşı, -in tersine
counter
{f} kontra yumruk atmak
counter
zıt gitmek
counter
karşılıklı vuruş
Englisch - Englisch
counter

His carrying a knife was counter to my plan.

contrary; opposite; contrasted; opposed; adverse; antagonistic
Favoriten