Kyoto'da çok sayıda üniversite var.
- There are numerous universities in Kyoto.
Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
- Numerous stars were visible in the sky.
Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.
- The lovers exchanged numerous letters.
Dan, Linda'yı sayısız kez aramaya çalıştı.
- Dan tried to call Linda numerous times.
Birçok ülke nükleer silahsızlanma anlaşmasını imzaladı.
- Numerous countries have signed a nuclear disarmament agreement.
Onu birçok kez yaptım.
- I've done that numerous of times.
Umutlu olmak için çok sayıda sebep var.
- There are numerous reasons to be hopeful.
Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
- The king had numerous illegitimate children with her.