containing life; living

listen to the pronunciation of containing life; living
Englisch - Türkisch

Definition von containing life; living im Englisch Türkisch wörterbuch

vital
{s} yaşamsal
vital
{s} hayati

Bir gökdelendeki asansörler hayati sistemlerdir. - The elevators in a skyscraper are vital systems.

Bu hayati önem taşıyan bir konu. - It's a matter of vital importance.

vital
çok önemli

2.30'a kadar Tom Jackson'ın ofisine gitmemiz kesinlikle çok önemlidir. - It's absolutely vital that we get to Tom Jackson's office by 2:30.

O görev için çok önemlidir. - She's vital to the mission.

vital
{s} yaşayan
vital
{s} çok önemli; hayati, hayati önem taşıyan
vital
yaşamsal önemde
vital
canlı

Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir. - Health and vitality are important for long life.

vital
can alıcı
vital
çok gerekli
vital
{s} yaşam için gerekli
vital
(Tıp) Hayata ait, hayati
vital
{s} dirimsel
vital
kalp veya beyin gibi hayat için esas olan orga
vital
{s} öldürücü
vital
{s} hayat dolu
vital
hayat değerinde
vital
(Askeri) HAYATİ, ESASLI
vital
ehemmiyetli
Englisch - Englisch
vital
containing life; living
Favoriten