O şimdi doktorla konsültasyon yapıyor.
- She's in consultation with the doctor right now.
Lütfen konsolosun hakkında bir şey söyleme.
- Do not say anything, please, about your consul.
Konsolosluk Tom için tıbbi ulaşımı düzenlemeye yardımcı oldu.
- The consulate helped arrange medical transport for Tom.