Ebediyen mutlu olacağını umuyorum.
- I hope you'll be happy forever.
Ebediyen yaşamak istiyorum.
- I want to live forever.
Tom Mary'den onunla sonsuza kadar kalmasını istedi.
- Tom wanted Mary to stay with him forever.
O sonsuza kadar İngiltere'ye dönmüştü.
- He had returned to England forever.
Biz daima en iyi arkadaşlar olacağız.
- We will be best friends forever.
İyi bir kitap arkadaşların en iyisidir, bugün ve daima aynı.
- A good book is the best of friends, the same today and forever.
Hep bugünün gelmesini bekledim.
- I've waited forever for this day to come.
Herkese karşı kaba davranamazsın ve sonsuza dek onun yanına kalacağını bekleyemezsin.
- You can not be rude to everyone and expect to get away with it forever.
Birçok gökbilimci evrenin sonsuza dek büyümeye devam edeceğini varsayıyor.
- Many astronomers assume that the universe continues to expand forever.