constantly, continually

listen to the pronunciation of constantly, continually
Englisch - Türkisch
sürekli, sürekli
all the time
hep

Evren yıldızlarla doluysa, neden onların hepsinden gelen ışık tüm gökyüzünü sürekli parlatmıyor? - If the universe is full of stars, why doesn't the light from all of them add up to make the whole sky bright all the time?

Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun? - I don't understand. Why do you hang out with her all the time?

all the time
her zaman

O her zaman orada kaldı. - He stayed there all the time.

İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil. - On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.

all the time
ıf.sürece: prep.her zaman
all the time
boyuna
all the time
sürekli

Tom sürekli Mary hakkında düşünüyor. - Tom thinks about Mary all the time.

Sürekli burnumu temizlemek zorundayım. - I have to blow my nose all the time.

all the time
her zaman, daima, hep
Englisch - Englisch
all the time
constantly, continually
Favoriten