constant; continual

listen to the pronunciation of constant; continual
Englisch - Türkisch

Definition von constant; continual im Englisch Türkisch wörterbuch

still
hareketsiz

Tom hareketsiz duruyordu. - Tom was standing still.

Ellerinizi hareketsiz tutun. - Keep your hands still.

still
hâlâ

Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır. - France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.

Olay anımızda hâlâ tazedir. - The event is still fresh in our memory.

still
buna rağmen

Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var. - All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.

Çok hatası var. Buna rağmen onu severim. - She has a lot of faults. Still, I like her.

still
{i} içki fabrikası
still
{i} sükunet
still
{f} sakinleşmek
still
(İnşaat) durgun, duran, hala
still
durgunlaşmak
still
amma
still
damıtma aygıtı
still
akıntısız
still
durgun,fa.hala: adj.hareketsiz
still
sessizlik
still
{s} köpüksüz (şarap)
still
{s} rüzgârsız; esintisiz
still
bağ. bununla beraber, bununla birlikte: I'm sorry about this. Still, I'm sure that in the end it's for the best. Üzgünüm. Bununla beraber
still
daima
still
(sıfat) durgun, hareketsiz, sakin, sessiz, köpüksüz
still
{s} köpüksüz
Englisch - Englisch
still
constant; continual
Favoriten