Sosyal medya gençlerin sözel iletişim becerilerini kısıtlıyor olabilir.
- Social media may be inhibiting the ability of young people to communicate verbally.
İngilizce konuşma becerisi kazandı.
- He acquired the ability to speak English.
Biz onun yetenekli bir adam olduğunu kabul ediyoruz.
- We admit that he is a man of ability.
Bu sıradan bir yetenek değildir.
- This isn't any ordinary ability.
Birçok dille iletişim kurabilme kabiliyetim olmasaydı, dünyaya dair deneyimlerim çok daha sığ olurdu.
- My experience of the world would be much shallower without the ability to communicate in lots of languages.
Herkes kendi kabiliyetine göre çalıştı.
- Everyone worked according to one's ability.
Zayıflığı gösterme yeteneği bir güçtür.
- The ability to show weakness is a strength.