Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı?
- What did the experimental set-up look like? What was connected to what and how?
Tom'un bağlı olduğunu biliyorum.
- I know Tom is connected.
Hiç internete bağlandın mı?
- Have you ever connected to the Internet?
İki şehir bu otoyol ile birbirine bağlandı.
- The two cities are connected by this highway.
Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.
- Languages that would have never found themselves together in a traditional system, can be connected in Tatoeba.
Bu onunla nasıl bağlantılı?
- How is this connected to that?
Mary sincaplarla ilgili her şeyi toplar.
- Mary collects anything that's connected with squirrels.
Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu.
- There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.
Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu.
- There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.
Onların hepsi akraba.
- All of them are connected.
The Flow of Attention graph’s choppy curves showed weak visual connectedness which means viewers had trouble following the story and explained why they could not playback the ad’s key message.