Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum.
- I don't want to be tied to one company.
Annem bir parça ip ile üç kurşun kalemi bağladı.
- Mother tied up three pencils with a piece of string.
Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.
- The mother tied a ribbon in her daughter's hair.
Bu, elinin biri arkanda bağlıyken biriyle dövüşmek gibidir.
- This is like fighting someone with one arm tied behind your back.
Köpeğimizi bağlı tutmak zorundayız.
- We have to keep our dog tied.
Kitaplar birbirine bağlanmıştı.
- The books were tied up in a bundle.
Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum.
- When I woke up, I found I had been tied up.