Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
- I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
Ben hemen bir doktor görmeliyim.
- I need to see a doctor immediately.
Yaşlı adama bir araba çarptı ve derhal hastaneye götürüldü.
- The old man was hit by a car and was immediately taken to the hospital.
Delegeler derhal oylarını kullandılar.
- The delegates voted immediately.
Burada sana acilen ihtiyacımız var.
- You're needed here immediately.
Münkün olan en kısa zamanda bunu polise bildirmeniz gerekiyor.
- You are supposed to report it to the police as soon as possible.
En kısa zamanda Tom'la tanışmak istiyorum.
- I want to meet Tom as soon as possible.
Onu yapar yapmaz onun bir hata olduğunu fark ettim.
- I realized it was a mistake as soon as I did it.
O telefon görüşmesi yapar yapmaz eve gitti.
- He went home as soon as he got the phone call.
Muhabirler Tom mahkeme salonunu terk eder etmez sorular sormaya başladı.
- The reporters started asking Tom questions as soon as he left the courtroom.
Tom Mary'nin artık dinlemediğini fark eder etmez konuşmayı durdurdu.
- Tom stopped talking as soon as he noticed Mary wasn't listening anymore.
Tartışma sona erer ermez, ben hemen ofisten ayrıldım.
- As soon as the argument ended, I left the office forthwith.
Bu e-postayı görür görmez lütfen hemen cevapla.
- As soon as you see this E-mail please reply right away.
Umarım durumu bir an önce düzeltirsin.
- I hope you will correct the situation immediately.
As soon as he arrived, everyone gasped.