Söylemek zorunda olduğum şey, buradaki herkesi ilgilendirir.
- What I have to say concerns everyone here.
Bu doğrudan onu ilgilendiriyor.
- This directly concerns him.
Tom hakkında endişeliyim.
- I'm concerned about Tom.
Ben sizin sağlığınız için endişe duyuyorum.
- I am concerned for your health.
Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
- To tell the truth, this matter does not concern it at all.
Bu seni hiç ilgilendirmez.
- This does not concern you at all.
Bu ürün güvenlik için en yüksek kaygı ile tasarlanmıştır.
- This product has been designed with the highest concern for safety.
Arkadaşların senin sağlığını gerçekten merak ediyorlar.
- Your friends are really concerned about your health.
O endişeleri paylaşıyor musunuz?
- Do you share those concerns?
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Adam bu proje ile ilgilenmiyor.
- The man is not concerned in this project.
Tom bir şey hakkında çok endişeli görünüyor.
- Tom seems to be very concerned about something.
Bob'a kalırsa, bir şey dönüyor. Buna karşılık, Jane çok dikkatli.
- As far as Bob is concerned, anything goes. By contrast, Jane is very cautious.
Bu kitap en çok pasif içiciliğin etkileriyle ilgilenmektedir.
- This book is chiefly concerned with the effects of secondhand smoking.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Aşırı nüfus büyük bir sorundur.
- Overpopulation is a big concern.
Bu hepimizi ilgilendiren bir mesele.
- It's a matter that concerns all of us.
Ben mesele ile ilgili değilim.
- I am not concerned with the affair.
Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
- To tell the truth, this matter does not concern it at all.
Endişeli olmamız gerekiyor mu?
- Should we be concerned?
Bu, firmamızı ilgilendirmiyor.
- It is no concern of our firm.
En büyük kaygı ücret.
- The biggest concern is cost.
Senin için kaygılandım.
- I've been concerned about you.
Bildiği kadarıyla işler yolunda gidiyordu.
- So far as he was concerned, things were going well.
Hans Bethe 1967'de yıldızlarda enerji üretimi hakkındaki işi için fizik nobel ödülünü kazandı.
- Hans Bethe won the 1967 Nobel Prize in Physics for his work concerning energy production in stars.
Anywhere, anytime mobile connections can bring rising costs and pressing security concerns.
Mark's health was of great concern to Connie.
... security, safety issues to concerns of information ...
... human rights concerns in Iran. Those have escalated since the June elections in which ...