Bu kitap benim anlayışımın üzerindedir.
- This book is above my understanding.
Tom'un kesinlikle bu konu ile ilgili daha iyi bir anlayışı var.
- Tom certainly has a better understanding of this matter than I do.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.
- This kind of music is something that older people have difficulty understanding.
Onlar bir anlaşmaya vardı.
- They came to an understanding.
Bizim bir anlaşmamız var.
- We have an understanding.