Çevirini tahtada olanla karşılaştır.
- Compare your translation with the one on the blackboard.
Cevabını Tom'unkiyle karşılaştır.
- Compare your answer with Tom's.
Düşünmek kıyaslamaktır.
- To think means to compare.
Karşılaştırma yapmak gerçekten zor.
- It's really tough to compare.
Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
- We compared his work with hers.
Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.
- Your achievements cannot be compared with mine.
Çocuklarını başkalarıyla kıyaslama.
- Don't compare your children with others.
Kendini onlarla kıyaslama.
- Don't compare yourself to them.
We compare good as good, better, best.
A sapling and a fully-grown oak tree do not compare.
Astronomers have compared comets to dirty snowballs.
You can't compare my problems and yours.
... question, which may very well be, how does it compare to the ...