Mary gittiği için, Tom daha mutlu.
- Tom is happier now that Mary has left.
Sizin için daha mutlu olamazdık.
- We couldn't be happier for you.
Ne kadar boş vakit bulursa o kadar mutlu olur.
- The more leisure he has, the happier he is.
O ondan çok daha mutludur.
- She's much happier than him.