Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
- Mr Kondo is the most hardworking in his company.
Tom misafir bekliyor.
- Tom is expecting company.
Bu akşam misafir bekliyoruz.
- We're expecting company this evening.
Yoldan uzakta bulunan annesi ile birlikte, Duke şirketinden zimmetine para geçirme planına devam edebildi.
- With his mother out of the way, Duke was able to proceed with his plan to embezzle the money from the company.
Şirkete annesiyle birlikte geldi.
- He came in company with his mother.
Bir ortaklık ister misin?
- Do you want some company?
Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak daha iyidir.
- Better to be alone than in bad company.
O, şirket temsilcisi olarak toplantıya katıldı.
- He attended the meeting as the company representative.
O süre boyunca Asya'da seyahat ediyor olacağımdan mayıstaki şirket toplantılarına katılamayacağım.
- I will not be able to participate in the company meetings in May as I will be traveling in Asia during that time.
Tom ve Mary birbirlerinin arkadaşlıklarından hoşlanırlar.
- Tom and Mary enjoy each other's company.
Tom'la arkadaşlık etmemeni tavsiye ederim.
- I advise you not to keep company with Tom.
Yalnız kalmak istemiyorsanız size eşlik edebilirim.
- If you don't want to stay alone, I can keep you company.
Eşi ameliyatta iken, ben ona eşlik ettim.
- I kept him company while his wife was in surgery.
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
- The launching of the company was in 1950.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Şirketimizdeki en iyi şarkıcı kimdir?
- Who is the best singer in our company?
Tom'la arkadaşlık etmemeni tavsiye ederim.
- I advise you not to keep company with Tom.
O, çok iyi bir arkadaş değildir.
- He is not very good company.
Tom şirkette benim dostumdur.
- Tom is my ally at the company.
Gerçekten senin arkadaşlarınla eğleniyorum.
- I really enjoy your company.
Bütün doktorlar kahve içmemem gerektiğini söylüyorlar ama buna rağmen, sevdiğim arkadaşlarımla beraberken ara sıra birazcık içiyorum.
- All the doctors say that I shouldn't drink coffee, but, despite that, I do have a bit now and then when I'm in good company.
it was with a distinctly fallen countenance that his father hearkened to his mother's parenthetical request to “’bide hyar an’ company leetle Moses whilst I be a-milkin’ the cow.”.